Aşiret ilişkilerinin sıkı olduğu toplumlarda öç alma duygusundan kaynaklanan, misilleme biçimindeki karşılıklı cinayetlerle süren aile ve aşiretler arası çatışmalara genel olarak Kan Davası deniliyor. Bu ilkel öç alma duygusu ne yazık ki şehrimizde son bir yıl içinde artarak devam etmekte. Bu artışlar başta bu konuya duyarlı aydın, gençlik ve yerel basınımızın dikkatini çektiği gibi, şehrimize her alanda zarar veren bu ilkel kavgaları nasıl durdururuz çabaları içine de bu duyarlı insanlarımızı itmiştir. Gecen hafta şehrimiz internet siteleri üzerinden yayın yapan genç ve dinamik basın mensubu arkadaşlar ortak bir açıklama yapmışlardı,
KAN DAVALARINA SON VERİLSİN ÇOCUKLAR YETİM, KADINLAR DUL KALMASIN
başlığı ile. Kutlarım, bu kutlu uğraşlarından dolayı genç basın mensubu arkadaşları. Hiçbir komplekse kapılmadan biri birini kıskanmadan Viranşehir halkını bu ilkel öç alma kavgası karşısında birlikte tavır almaya çağırıyorlar ne mutlu onlara. Viranşehir için iyi ve olumlu bir gelişme keşke diğer kurum ve kuruluşlarda, başta STK, Sendikalar, Siyasi Partiler ve kanaat önderi aşiret reisleri de yerel basının bu duyarlı yazarlarıyla aynı bildiriyi imzalasaydılar. Günümüzde de kan davalarının nedenlerinden birinin hata en önemlisinin genç arkadaşların belirtiği gibi yeterli eğitimin olmamasıdır. Peki, neden kan davaları şehrimizde bil hasa bu son zamanlarda artış göstermekte. Bence birinci neden genel kültür seviyesinin düşüklüğü adalet ve sos yo, ekonomik mekanizmaların bölgede kan davasının olmadığı bölgelerde olduğu kadar etkin olmayışıdır. İkinci bir nedende toplum önderi saygın ve etkin kişilerin bu tur olaylarda devre dışı kalmasıdır. Genel kültür seviyesi kadar etkin olan söz sahibi saygın aşiret önderleri ve dindar melleleri yeniden etkin bir şekilde kan davalarına müdahil olmalarını sağlamalıyız. Kan davasının diğer bir nedeni de çevre baskısıdır çevre baskısı altında kalan aile bireyleri kan davasından kaçmak için bölgeden başka şehirler göç etmek zorunda kalıyor. İşte en önemli nedenlerden biri bu çevre baskısıdır bu felaket tellalları, köy odalarını, kahvehaneleri dolaşarak öç almanın kahramanlık, yiğitlik olduğunu söyleyip aileleri çatıştırmak zorunda bırakıyorlar. Bence öncelikle bu mahalle baskısı uygulayan “Beko Avanları” cahil kültürsüz fesat kişileri toplum olarak dışlamalıyız. Öç almanın kahramanlıkla yiğitlikle şan, şerefle bir alakasının olmadığını, öç almanın cahil insanların işi olduğunu belirtip öncelikle bu köhnemiş zihniyeti değiştirmeliyiz. Cahillik olunca toplumsal baskı oluyor. Eğitimli insan toplumsal baskından az etkileniyor bu nedenle eğitim, eğitim, eğitim diyoruz diyor genç basın mensubu arkadaşlarımızın dediği gibi. Viranşehir’in kanayan yarasının sarılması ancak eğitilmiş aydın, münevver insanlarımızla birlikte saygın aşiret reisleri ve etkin mellelerin el ele vermesi ile mümkün olacaktır.
13-11-2020 Hasan GÖNÜLLÜ